Fatih Terim: “Morutan çok beğendiğimiz bir oyuncu ama o seviyelere çıkmamız mümkün değil”
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Rumen futbolcu Morutan’ı beğendiğini fakat o rakamlara çıkmalarının mümkün olmadığını belirterek, “Önemli olan limit. Limitimizi açabilecek bir hamlemiz, ayrılan arkadaşlarımız olursa düşünülebilir. Şu anda konuşulmadı. Yazılanlar ve duyduğumuz rakamların büyük olduğu yönünde. Belki bir gün resmi olarak oturulursa, gerekli ve uygun şartlarla hamlemizi yapabiliriz” dedi.
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Florya Metin Oktay Tesisleri’nde sarı-kırmızılıları takip eden muhabirlerle kahvaltıda bir araya geldi. Terim toplantıda transferlerden, yabancı kuralı ve oyun anlayışına kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Yurt dışı kampına korona virüs salgınından dolayı gidemediklerini söyleyen deneyimli teknik adam, “Salgın bize öyle bir iş yaptı ki Bazı yerler düşündük ama yasaklı, giriş problem. Gittiğiniz yerde hazırlık maçı yapmanız gerekiyor. O yok. Artı bayağı da bir rakam tutuyor. Bunları hepsini düşündüğünüzde kampa gitmedik. Yoksa çok daha güzel yerler bulmuştuk. Biz burada da kamptayız, biliyorsunuz. Sabah burada kahvaltı, antrenman, öğleden sonra yemek ve izin, akşama bir daha idman. Eğer bir maç organizasyonu olsaydı, turnuva gibi, oraya gidecektik. Fazla imkanımız olmadı. İnşallah salgın döneminin etkileri son bulur ve değişik turnuvalara gidebiliriz. Bu sene ligdeki deplasmanlara belki maç günü gideceğiz. Özellikle sıkıntı olmayan yakın yerlere. Şimdi inceliyor arkadaşlar. TFF’den cezai müeyyidesi yoksa, öyle gideceğiz. Özellikle salgın döneminde çok mantıklı buluyorum. Oyuncuların daha profesyonel düşündüğüne inanıyorum. Herkesin evini, çocuğunu arayacağını, daha rahat edeceklerini, kendilerini daha iyi hazırlayacaklarını düşünüyorum. Sağlıkçılarla ve performansçılarla konuştuk. Bunu yapabiliriz” diye konuştu.
Florya Metin Oktay Tesisleri’nde çalışmalar yaptıklarını ifade eden Terim, “Şu anda Florya’ya yoğunlaşmış durumdayız. Buraları yaptırıyoruz. Üst saha, alt saha yenileniyor. İç kısımlarda da bazı değişikliklerimiz var. Soyunma odalarımızın, kamp binamızın üzerinden geçiyoruz. Yine de her halükarda stadın altındaki kısımdan faydalanmak lazım. Çünkü boş orası” dedi.
Berkan Kutlu ve Taylan Antalyalı durumuyla ilgili bilgiler veren Fatih Terim, “Hazır gibi aşağı yukarı. Taylan bir hafta oldu başlayalı. Berkan Bolu’da zaten hazırlık kampından geldi. Taylan da yavaş yavaş hazır hale gelecektir. Berkan hazır gibi” şeklinde konuştu.
“Başkanımız, Kemerburgaz için ‘En az 25 ay sürer’ dedi”
Florya Metin Oktay Tesisleri’ndeki yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Terin, “Sezona hazırlanıyoruz, UEFA’ya hazırlanıyoruz. Bir yandan transferlerle uğraşıyoruz, diğer yandan Florya’yı tekrar dizayn ediyoruz. Takdir edersiniz ki, 7 Eylül’e kadar olan zaman biraz hareketli geçecek. Bir aydan fazla zamanımız var. Onun için de değişimi en iyi şekilde kullanmak istiyoruz. Yukarıdaki sahayı kaldırdık, ambarın yanındaki geniş bir alan vardı. Onları normal yediye yedi bir saha yaptık. Pres sahası yaptırmıştım çok önce. Onun da zeminini kaldırdık. Üçü birden hazır olacak. Hem altyapımızın hem bizim daha rahat antrenman yapma imkanı olacak. Başkana sorduğum zaman Kemerburgaz’ı net bir cevap aldım. ‘En az 25 ay sürer hocam’ dedi. Biz ona ülke şartlarını düşünerek biraz daha koyalım. Epey bir süre daha buradayız. O yüzden bunları yapmak zorundayız. Bu arada soyunma odamızı arkadaşlarımız yapıyorlar. Müdahale ettiler sağ olsunlar. Hummalı bir çalışma var burada. Hem biz hem altyapımız daha rahat imkanlarla antrenmanlara devam edeceğiz. Ligdeki ilk iç saha maçını Türk Telekom Stadyumu’nda oynayacağız. Alt zeminin değişmesi lazımdı. O çalışma gerçekleştirildi. Hatay maçını orada oynayabileceğiz gibi görünüyor” şeklinde konuştu.
“Oy kullandığım başkan adayının hocası olmam”
Fatih Terim’in seçim döneminde adının çok geçmesine rağmen neden sessiz kaldığı sorusuna deneyimli teknik adam, “Benim çalıştığım hiçbir dönemde seçime müdahil olmadığımı iyi bilirsiniz. Oy kullanmadım ve hiçbir zaman müdahil olmadım. Doğru bulmuyorum. Ben gelmediğim gibi aileden kimseyi de getirmedim. Burada çalışmış teknik heyet ve arkadaşlarım dahil kimseye müsaade etmedim. Oyumu kullandığım başkan seçilirse onun antrenörü mü olayım yani? Oy kullandığım başkan adayının hocası olmam. Benim böyle bir prensibim var. Eğer bir gün çekilirsek tabii ki etkimizi, yetkimizi, sevgimizi kongre salonlarından daha rahat görme imkanı olur. Boş olduğum zaman gittim oy kullandım; ailemle de kullandık; ama özellikle bu sefer kullanmadım. Düşünün ki önce avukatımızdan ayrıldık” değerlendirmesinde bulundu.
“Seçim tarihinden dolayı en az 2-3 hafta kaybımız oldu”
Seçim tarihinden dolayı en az 2-3 haftalık kayıpları olduğunu belirten Fatih Terim, “Genel olarak seçim tarihlerini tüzükte değişebilir mi diye bir ara düşünmekte yarar var. Bazen tam transferin göbeğine geliyor. Onu düşünerek takımın da durumu doğrultusunda hareket edilmesi daha doğru” dedi.
“Aşı yaptıran ile yaptırmayanın da karşılığında bir şey olmalı”
Taraftarların yüzde yüz kapasiteyle alınması konusunda ise başarılı teknik adam, “İyi düşünmek lazım. PSV maçında onlar ful oynadılar, biz yüzde 50 kapasiteyle oynadık. Böyle bakıldığında adil görünmüyor. Belki aşı olanların alınması, aşı olmayı da özendirir, teşvik eder. Oradan da ülkeye faydalı olabiliriz. Hepimiz isteriz yüzde yüz olmasını. Geçen gün yarı kapasiteli olmasına rağmen hepimiz ‘ne oluyor’ diye özlemişiz. Herkes böyle ister. Aşı yaptıran ile yaptırmayanın da karşılığında bir şey olmalı. Antrenmanları açma sebebimiz, Ateş Kara hoca aradı beni. Bilim Kurulunda. Bir aşı farkındalık projesi olarak hareket ettik. ‘Hay hay hocam’ dedim. Açtık, yine aşacağız. Buna da devam edeceğiz, tribünlerimizin inşaat hali tamamlanınca. Sadece size değil onlara da açacağız. Memleket adına özendirmek için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı.
Seçim sürecinde farklı takımlardan teklif gelip, gelmemesinin sorulması üzerine Terim, “O tekliflerin olması zaman zaman olması doğal. Uzun zamandır var her şeyden. Benim şöyle bir huyum var. Bir takımda çalışırken başka bir takımla ilgilenmediğim gibi başkalarına da herhangi bir söz vermem. Bunlara çok itibar etmemek lazım. İşim bitmemişti. Çok da kısa bir süre var. Başka türlü de olabilirdi. O zaman düşünebilirdim. Henüz kopmadan böyle bir şey hiç düşünmedim” diye cevap verdi.
“Serbestlikten yanayım”
Yeni yabancı kuralı konusundaki düşüncelerini dile getiren Fatih Terim, “Bu kuraldaki katkımı zaten hepiniz biliyorsunuz. Bakış açımı da biliyorsunuz. Serbestlikten yanayım. Bunu da her vesile ile söylüyorum. Geçen sene kural içerinde 15 tane Türk oynatmışım. Hiçbir mecburiyetim yoktu. İstediğim yabancıyı oynatabilirdim. Bir defa daha söylüyorum. 14 Türk mecburiyeti var. 14 yabancı mecburi değil ama 14 Türk mecburi. Bu bir Türk kuralıdır. O günkü TFF olarak ifademde ben, Yıldırım Demirören ile birlikte kulüp başkanlarına ben ifade ettim. ‘Bu bir devrim’ dediler. Bir yabancıya 50 bin dolar, ikinci yabancıya 100 bin, üçüncüsü de 200 bin dolar Bu parayı da genç oyunculara eğitime, kulüpler aktarılmasını istedik. Altyapıdan gelen oyuncuya iki misli normal Türk oyuncuya bir misli olarak. Türk gencini oynatan kulüplere bayağı bir rakam geri dönecekti. Sonradan bu kulüpleri ricasıyla kısıtlandı. Çok yüksek rakamlara Avrupa’da bu parayı alamayacağı için kendi kulübünde yedek oturanlar vardı Onların gitmesini istedim. Tarihin en fazla Türk oyuncusu oynuyor dışarıda. Bu, o kuralın bir neticesidir. O kural Türk futbolcularına yararlı olmuştur. Ne olursa olsun Anadolu kulüpleri önemli bir araştırmayla, kendi ekonomik yapılarına uygun oyuncular aldılar. Dolayısıyla büyük takımlara kafa tuttular. Ligin kalitesi arttı. Yasakların bir fayda getireceğini düşünmüyorum. TFF böyle bir karar almışsa yapacak bir şey yok. Bunun zorluklarını da size bir örnekle gösteriyorum. 3 Türk’ü koyduk. Oyuncu santrfor sakatlandı. İkinci santrforun yerli değilse ve iyi değilse iki oyuncu çıkaracaksın. Bir santrfor, diğeri kime denk gelirse. Biz onu daha önce hesaplarız elbette. Zaman zaman bu sıkıntılar olacak. Futbol size aynı anda bilmediğiniz yerden sorar. Bursa maçında 30 dakikada üç oyuncumuz sakatlanmıştı. Böyle baktığınızda birtakım sıkıntılar çekeceğiz. ‘Gidiyorsunuz, yaşlı yabancıları buluyorsunuz’ diyorlar, serbest bir sistem. İsteyen istediğini alır. Bu sıkıntılar olacak. Ben her takımın yeteri kadar Türk oyuncusu bünyesinde bulundurduğunu düşünüyorum. Geçen sene de, evvelki sene de. ‘Ben hak ettim, benim yerime yabancı oyuncu oynadı’ diyebilecek Türk oyuncusu var mı? TFF diyor ki, ‘Ben bir sene evvel bunu ilan etmiştim’. Kulüpler Birliği herhalde bundan yana değil. Sonuçta yöneten TFF, düşüncelerine saygı duyacağız” şeklinde konuştu.
“Galatasaray’a para kazandırabilecek, katkı verecek gençlere daha ağırlık verdiğimiz bir gerçek”
Değişikliğe gittiklerini ve bunun içinde genç futbolcuları kazanmaya çalıştıklarını vurgulayan deneyimli teknik adam, “Sonra tekrar rakam olarak kulübe dönebilecek oyuncular. Artı benim özellikle prensiplerimden, 1998-99’dan itibaren baskıyı, presi isteyen; onu, artı pası kullanmayı düşünen ve ona göre davranmayı isteyen bir hoca olarak. Daha çok baskı yapan, oyun kontrolünü elinde bulunduran bir oyuncu grubu. Yaş olarak daha genci. Elbette ki tecrübeli oyuncudan, fırsat transferlerinde vazgeçmeyeceğiz. Genel olarak ilerleyen yıllarda Galatasaray’a para kazandırabilecek, katkı verecek genç arkadaşlarımıza daha ağırlık verdiğimiz bir gerçek. Alex, sol tarafa Patrick, sağ tarafa Sacha. Taylan kazandığımız bir oyuncu. Üçlü olabilirler. Mümkünse orta saha oyuncularının hepsi iki yönlü olsun” dedi.
“Morutan için belki bir gün resmi olarak oturulursa, uygun şartlarla hamlemizi yapabiliriz”
Rumen futbolcu Olimpiu Morutan’ın sorulması üzerine ise Fatih Terim, “Morutan’ı biz ilk olarak 2017’de izlemişiz. O dönem Juventus’un Bükreş ile oynadığı bir maçta scout grubumuz izledi. O da Botoşani’de oynuyordu. Belki o zaman 2. Lig’de, 3. Lig’de bir takımız olsaydı alıp gelişmesini orada tamamlayabilirdik. Çok ufak bir paraya da alınabilirdi o dönemde. Şu felsefenin oturması lazım. Türkiye’de alınan oyuncunun genç de olsa, yaşı da olsa hemen anında katkı vermesi bekleniyor. Gelişim çağında oldukları bazen unutuluyor genç oyuncuların. Morutan daha sonra Romanya içerisinde transfer yapıyor. Biz o zaman o yaşta alabilseydik gelişimini bizde sağlayacaktı. Şimdi ise çok yüksek paralar konuşuluyor. Çok beğendiğimiz bir oyuncu ama o seviyelere çıkmamız mümkün değil. Beğeniyorum, ilerleyen yıllarda daha da iyi olacağını düşünüyorum. Şu anki durum, rakam olarak bize çok yüksek. O seviyelere çıkmamız mümkün değil. Bonservisiyle ayrılanlar olabilirse mümkün; ama yine de rakam yüksek. Konuşulur. Önemli olan limit. Limitimizi açabilecek bir hamlemiz, ayrılan arkadaşlarımız olursa düşünülebilir. Şu anda konuşulmadı. Duyduğumuzu söylüyorum. Yazılanlar ve duyduğumuz rakamların büyük olduğu yönünde. Belki bir gün resmi olarak oturulursa, gerekli ve uygun şartlarla hamlemizi yapabiliriz” diye cevap verdi.
“Falcao ve Feghouli’ye resmi teklif yok”
Radamel Falcao ve Sofiane Feghouli’ye resmi teklif olmadığını ifade eden Terim, “Jimmy’nin bir durumu var. Bazı genç oyuncularımızı istiyorlar. Mümkünse bazı genç oyuncularımızı tutmak istiyorum, Atalay ve Kaan gibi. Onları bırakmak istemiyorum. Bir kısmını oynamaları için vereceğiz. Transferin makul ölçülerde durmayacağı için, kadroda yeteri kadar bir yükseklik olacak. Eğer gitmeme niyetinde olan varsa kadro mühendisliğimize saygı duyacaklar” açıklamasında bulundu.
“Transfer dinamik bir süreç”
Transferin dinamik bir süreç olduğunu söyleyen Fatih Terim, “Bitinceye kadar kimse ne yaptığınızı bilemez. Benim listem üç kişide var. Bende de duruyor. Her an gidebilir düşüncesi vardı Diagne ile ilgili. Kendisi de bazı yerlerde bunu istediğini söylemişti. Yarın başka bir imkan, teklif gelebilir. Öyle bir şey size sunarlar ki, bu rakam nereden çıktı dersiniz, inanamazsınız. Dönem transferi yapmak zorunda olduğumuz zamanlar vardı. Diagne’yi biz aldığımız zaman, Ozan Kabak’tan gelen parayı ancak o dönemde harcayabiliyorduk. FFP gereği kış döneminde kulübün kasasına giren transfer parasını yazın bonservise taşıyamıyorduk. O dönem Diagne’yi aldık, iyi ki de aldık, şampiyon olduk. Luyindama için olağanüstü oynarken, çaprazının kopması, onu 6-7 ay geriye attı. Her gün daha iyi olacağını düşünüyorum. Stoper almayı düşünüyorum. Şu an için yabancı bir stoper düşünüyoruz. Geldik, Ndiaye’yi büyük rakam sattık. Ozan’dan, Rodrigues’ten, Gomis ve Fernando’dan büyük rakamlar aldık. Taraftar ister. Bu da doğal; ama geçen gün de söyledim. Kafamdaki, aklımdakini yapabilecek bir takım sahada istiyorum” diye konuştu.
“Haaland için o gün limitimiz olsaydı, 8-9 milyona transferi bitirme noktasına gelecektik”
2. Lig veya 3. Lig ekibi ile pilot takım konusunda ilişki kurabileceklerini belirten deneyimli teknik adam, “Bakırköy ile ilişkimiz vardı eskiden. Bir Beylerbeyi maceramız oldu. Bir 2. veya 3. Lig ekibi ile ilişki kurabiliriz. Teknik adamını bizim verdiğimiz, oyuncularımızı oynatabildiğimiz bir proje yapmayı düşünüyoruz. Kendi hocamızı verdiğimiz, kendi oyun sistemimizi oynayan, oyuncu grubunun 2. veya 3. Lig de oynayan bir takımda olması yetişmede bize çok faydalı olacak gibi. Yerli kazanmak adına bunu söylemiyorum. Bunu bir an önce hayata geçirmemiz lazım. Özellikle Avrupa’nın büyük kulüpler gençlere büyük rakamlara vererek tutmaya başladı Bizim 20 milyonumuz olsa Size bir örnek vereyim. Birçok oyuncu seyrettiriyoruz biliyorsunuz. Bunlar arasında Erling Haaland sizin için en çarpıcısı olabilir. Biz onu U20 Şampiyonası’nda izlettik, canlı olarak da daha sonra bir lig maçı için Norveç’e Ümit Davala Hoca ile Necati Ateş Hoca’yı gönderdim. Oradan beni aradılar, maçtan. ‘Hocam, tüm scoutlar burada, elimizi çabuk tutmazsak alırlar’ dedi. Canlı seyrettiriyorum. Biri santrfor, öbürü bek oynamış ama her yerde de kullanmışız futbolculuk döneminde. O gün limitimiz olsaydı, 8-9 milyona transferi bitirme noktasına gelecektik. Juventus, Manchester City, Manchester United hepsi orada. Şu an Avrupa’nın en önemli oyuncusu. Martin ile beraber Norveç’in aynı şehrinden olduğu için iletişim kurduk, babasıyla görüştük. Oyuncuyla anlaşma noktasına geldik. Maalesef, Norveç’ten hiç çıkmamış 20 yaşında bir oyuncuya o dönem 8-9 milyon versek, neler olabilirdi Türkiye’de, siz tahmin edin. Şimdi 150 milyon Euro. Bu ve buna benzer bir oyuncu da Milan’a gitti, Hauge. O da bizim portföyümüzdeydi. Moder, Polonya’da yakaladığımız oyunculardan biri. Onu çok istedik. Sonra milli takımda oynadı değeri birden arttı. Brighton 11 milyon Euro verdi. 11 milyon verdi ve ocak ayında oyuncuyu kulübe bıraktı. Bakın, Brighton. Diğerlerine gelmiyorum. Rekabet ortamını anlatmak istedim. Bunlarla rekabet ediyorsunuz. Bunlardan biz çok buluyoruz. Scout ekibimizin ben gittiğim zaman kalmasını istedim. Dünyanın her tarafıyla ilişkileri var. Dünyanın bildiği, herkesin bildiği, ama Scout ekibinin bilmediği hiçbir oyuncu yok. Bu kadar net söylüyorum. Hani bazen diyorlar ya, “nasıl bulamıyorsunuz bu adamları, şurada şöyle bir adam var” diye. Bizim çok yüksek rakamlı bir datamız var, takip ediyoruz. Manchester City, Chelsea gibi kulüplerin 18-22 yaş aralığında çok büyük rakamlar vererek oyuncular aldığını biliyoruz. Bunların hepsi tutuyor sanıyor musunuz? Böyle belki 100 oyuncuyla yatırım yapıyorlar. Belki hepsi tutmuyor ama sonuç olarak bu söylediklerimizi biz değil onlar alıyorlar. Yakın zamanda altyapıda yaş kontenjanı 21’den 19’a inince, 19 sonrası oyuncularımız, Atalay, Erkan, Kaan Ya gidecekler ya da bizimle idmana çıkacaklar. Bizde kadro şişkin olduğu için gönderiyoruz. Belki kendi kulübümüz ve hocamız olsa çok değişik olabilirdi. TFF’nin bize ceza verdiği en can alıcı zamanında, Hindistan’a, Şili’ye, Tanzanya’ya temsilci gönderdim. Buralara gönderim. Bundan sonra da devam edecek. Herkesin bildiği, bizim scout ekibinin bilmediği hiçbir oyuncu yok. Portekiz’den veya başka yerlerden birçok örnek var. Altyapıya başı açımızı biraz daha iyileşeceğiz. Bir gün oturuyoruz herkesle. Scout grubu da var. Scout grubunda bir oyuncu konuşuldu. “Şu hocaya getirdik beğenmedi” dedi bir arkadaşım. Bir hocaya yüzlerce sunuyorsun. Hangi birine evet desin. Yüz tane transfer olur mu? Her kaçan oyuncuyu mutlaka bize getirmişlerdir. Biz beğenmemişizdir. Bu yalanlara kanmayın. Bu, kendini kurtarmamın, suçu bir başkasına yüklemenin yoludur. Getirdin, seyrettik hoşumuza gitmedi şu an Bu benim için değil, tüm teknik adamlar için geçerli. Gerçek öyle değil. Gerçek benim bu anlattım. Teknik olarak ben listeyi veriyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“Transferlerimizin durmayacağını söyledim”
Transferler konusunda da konuşan başarılı teknikadam, “Transferlerimizin durmayacağını söyledim. Ben bir kabul değiştireceğimizi düşünüyorum. Yakın zamanda başka tedbirler dolabilir. Sadece genç almak için değil. Hem işimize yarayacak, hem tam isabet, inandığımız, güvendiğimiz, genç, yaş almış ayırt etmeden devam edeceğiz. Bir transferi siz bulduğunuz anda küçük bir rakama bitirmezseniz bir sonraki sene karşınızda büyük rakamlar görebilirsiniz. Kafamda beni yansıtan, beni tanıdığınız baskı, pres, kontrapres yapabilecek ve pası oynayabilecek bir oyun ortaya koymaya çalışıyorum. Biraz daha enerji katmaya çalışıyorum. Bunun ekonomisi ucuz diye bazıları almıyoruz. Transfer için sadece ekonomiyi bir argüman olarak düşünmeyelim. Yetenek olması, sonradan para kazanmayı düşünmemiz gibi, birçok argüman var. Transfer süresinin kısa olduğu dönemlerde size ihtiyaç hissettirir. Bir transferin birçok oluşumu var. Sadece bir nokta değil” ifadelerini kullandı.
“Kısa vadede elbette bir şey bırakacak değiliz”
PSV maçından sonra, üç yıl söylemi olmasına rağmen takımın başında dört yıldır yer alması ile ilgili gelen bir soru üzerine ise Fatih Terim, “Dört yıldır takımın başındayım. Dört kupa kazandık bu dönemde, bazen unutuyoruz. Bunu da hatırlatmak lazım. İki Türkiye Ligi şampiyonluğu, bir Süper Kupa, bir de Türkiye Kupası. Geçen sene nasıl kaybettiğimizi de hatırlamak lazım. Gelir gelmez, ne kadar satarsak o kadar alırız girdabının içerisine girdik. Kolay bir şey mi? Cezayı biz çekiyoruz. Kulübüm çekiyor. Ne durumlara düştüğümüzü siz de iyi bilirsiniz, iç telefon trafiğinden dolayı. Ekonomik durumlarda bayağı sıkıştığımızı, buna rağmen hepimizin cansiperane, elimizden gelenin fazlasını yaptığını. 8’de 8 yapan bir takım var. Yazılarınız ve söylemlerinize göre Türkiye’nin en iyi futbol oynayan takımıydık. Salgın ile birlikte birden o ivmeyi kaybettik. Önce ben, sonra oyuncular derken o seneyi salgına verdiğimizi düşünüyorum. Geçen sene yemediğimiz ceza kalmadı. Standartları da geçti. Bir sürü şey oldu. Üç seneyi şunun için söyledim. Yönetimin süresi üç sene. Benim mukavelem üç sene. Galatasaray’da mukaveleye sene koymayız ama. Sonuç olarak ben kimseye, ‘bana üç sene sabredin’ demem. Ben en genç teknik adam olarak o yıllarda milli takıma geldiğimde ilk verdiğim beyanatımda, ‘1923’ten beri sabretmiş bir ülkeye sabrı nasıl söyleyeyim’ dedim. Tek söyleyemeyeceğim şey sabırdır. Söylemlerimin üç sene olmasının sebebi, bu üç sene içerisinde bir şeyler yapacağız demektir. Yeni bir şey kuracağız. Yıllık ve kısa vadeli düşünmeyin. Kısa vadede elbette bir şey bırakacak değiliz. Kastım buydu. Herkese başarılı olmasa da zaman verirler; ama herkesi şampiyonluklara alıştırdığımız için. Zaman zaman kupaları, şampiyonlukları ve başarıları ben hatırlatmak zorunda kalıyorum. Hiç kolay yıllar geçirmedik. En iyi Galatasaraylılar biliyor. Her cephede. Benim üç senem hiç kimsenin alınacağı, darılacağı bir durum değildi. Keşke böyle açıklasaydık ama ben anlaşılır diye düşünmüştüm” dedi.
“Tarafsız kalmayı çok daha uygun buldum”
“Rezan Epözdemir’i, Fatih Hoca yönetim kuruluna gönderdi” söylemine açıklık getiren başarılı teknik adam, “Beni tanıyanlar bunun böyle olmadığını bilir. Sayın Epözdemir, bana böyle bir yola çıkacağını ilettiğinde ben buna sıcak bakmadığımı, kendisine bunun polemiğe yol açacağını söyleyip yıllarımızı ayırmamız gerektiğini anlattım. Bunun deneceğini biliyordum. Kararını verdikten sonra yollarımızı hukuki olarak hemen ayırmamız gerektiğini kendisine bildirdim. Bunlar benim değerlerim. Hayatım boyunca bu değerlere dokunmadım, dokundurmadım. Dolayısıyla beni tanıyanların başka bir şey düşünmemesi gerekir. Tarafsız kalmayı çok daha uygun buldum” şeklinde konuştu.
“Bizim kararlarımızı yıllarca beraber kitap yazanlar, aynı büroda çalışanlar verdiler”
Türkiye Futbol Federasyonu kurullarının seçimi statüsü değişikliği konusunda ise Terim, “Sistem değişimi yüzde yüz olacak. Kulüplerin işin içerisinde olması çok önemli. 13 temsilci seçilecek, 46 kişiyle onlar temsilci seçecek. Tarafsızlığı, bitaraf olmayı getirecek. Bence doğru bir karar. Beraber kitap yazanlar, aynı büroda çalışanlar verdiler bizim kararlarımızı yıllarca. Ama bence şimdi çok doğru yapılan. Kulüpler Birliği’nin daha güçlü olduğunu, daha yakın olduklarını görüyorum. Ciddi kararlar alıyorlar. Bence kurallarda beraberce, masanın etrafında bunu TFF temsilcileriyle fikir tartışması yapmanın, herkesin fikirlerini dinlemenin bir zararı yok. Alınacak karar hepimizi ilgilendiriyor. Bunun ana unsuru kulüpler olduğuna göre beraberce bunu uygulamak en doğrusu” ifadelerini kullandı.
“Ghezzal için istenmedi diye söylentiler çıktı, kim istemez?”
Rachid Ghezzal’ı hakkında da konuşan deneyimli teknik adam, “İstenmedi diye söylentiler çıktı. Kim istemez? Kulüp tarafından bunun ekonomik bir baremi var. Yoksa görüştüler, konuştular ben istemedim diye bir şey yok. Yapmayın. Hepimiz takip ediyoruz ve ettiriyoruz. Sadece gazete ve TV’lerde değil, sosyal medyayı da herkes takip ediyor. Takip ettiriyoruz. Bir maç kaybettik, sonra bir yazı. ‘Şunları getirdik, hoca beğenmedi’. Yalan, hepinizin biliyorsunuz. Külliyen yalan. Alioski’den başladı iş. Okuyorum Alioski’yi getirdik, beğenmedi diyorlar. Beğenmedim değil. Senelik 2,5 milyon Euro + bonus istiyor. Rakamlardan vazgeçtim. Alioski nereye gitti? Al Ahli’ye gitti. Nasıl anons ettiler takip ettiniz mi? “Yeni aldığımız orta saha oyuncusu” diye. Biz buralarda kalırsak iş yapamayız. Bunun nereden çıktığını benim bilemeyeceğimi mi sanıyorsunuz? Benim için iki dakika sürer. Bulurum, bilirim amaç nedir. Benim ahlaki ve insani değerlerim önemlidir. Alioski tam bir sol bek değil. Çocuğu da kötülemeyelim. İyi oyuncu, bir itirazımız yok. Neden istemeyeyim uygun olmasa? Mario Rui benim listemde hiçbir zaman olmadı. Alex Moreno’yu istedik, Betis vermedi. Hala vermedi. 6 aydır, daha evvelden temasa geçmiştik” açıklamasında bulundu.
“Halil’le ilgileniyoruz, uğraşıyoruz ve istiyoruz”
Gedson Fernandes ve Halil Dervişoğlu’nun transferleriyle ilgili ise Fatih Terim, “Gedson transferi centilmenlik olarak onlar oynatmak istediklerini, vermek istemediklerini söylediler. Transfer dinamik bir iştir. Yarın başka bir kapı açılabilir. Nasıl bize geçen sene verdilerse bu sene de faydalanmak istediklerini söylediler. Halil’le ilgileniyoruz, uğraşıyoruz ve istiyoruz. Başkanımız bizzat kendisi kulüplerin başkanlarına veya CEO’larına telefon açıyor. Görüşmeler sürüyor. Hazırlık kampından döndükten sonra bir karar verecekler. Onun için biraz zaman gerekiyor. Avrupa’nın birçok yerinde 1 Eylül’de transfer sezonu kapanacak. Bizim 8 Eylül’de kapanacağı için 7 günümüz var. Bu 7 günde umarım bir veya iki fırsat transferi yapmak imkanımız olur. Olacağına da eminim. Öyle hissediyorum. Biz nasıl hep beraber kampa gidiyoruz. Dünyada da aynı. Herkes hazırlık kampına gidiyor, hazırlık maçına gidiyor. Bazısı performans olarak altta kalıyor, bazıları geçmiş sezondaki performansıyla örtüşünce yeni kararlar alıyor. Bu 28-30 yaş bandından ve 30 üstü olabiliyor. Bunun çeşitli nedenleri olabiliyor. Öteki, ‘Ben bu genci vereyim, tecrübelensin’ diyor. Biz nasıl hazırlık kampından döndüğümüzde listeyi asıyorsak, onlar da bu listeyi asıyor. Oyuncu ve menajeri de zeki insan. Sizin yaptığınız transferlere göre kendisinin oynayamayacağını düşünüyor. ‘Ben oynamak ve dolayısıyla gitmek istiyorum’ diyor. ‘Bazısı kendi ülkemde kalmak istiyorum, 1-2 hafta içerisinde bana buradan teklif gelirse değerlendireceğim, gelmezse geliyorum’ diyor. Spesifik olarak söylemiyorum. Saygı duyuyorsunuz. Kendi kararı. ‘Almıyorum seni’ demiyoruz. Ama ekonomik olarak daha güçlü olunca, o günlere geleceğiz inşallah” diye konuştu.
“Onyekuru’nun yüzde 50’si 4,350 idi”
Nijeryalı futbolcu Henry Onyekuru’nun transferi konusunda küçük bir detayın atlandığını belirten Terim, “Ben Henry’yi severim. Kimse istemezken biz aldık. Satın alma opsiyonunun tamamı 9 milyon oluyordu. Yüzde 50’si 4,350 idi. Öbür tarafa 5’e gitti. Biz de onu çok istedik ama bazen olmuyor. Transferin doğal akışı içerisinde kabul etmemiz gerekir. Olmadı. Yüzde 50’si 4,35 milyon Euro idi. Eski yönetim de çok almak istedi. Değişim dönemine denk geldi. Henry’yi hepimiz çok severiz, isteriz. Ama transferin kendi dinamiği içinde bazen olmuyor” dedi.
Kiralık transfer tercih edilmemesine açıklık getiren deneyimli teknik adam, “Kiralık transfer olmayacağı anlamına gelmez. Bazı oyuncuların artık kiralık olmayacağını ifade etmeye çalıştım. Aidiyet duygusunun yüksek seviyede olması gereken bir spor yapıyoruz. Zaman içerisinde ben nasıl olsa gideceğim düşüncesinin tezahürlerini, bazen kritik dönemlerde görüyoruz. Geçen senelerde 5-6-7 kiralık oyuncumuz vardı. Mecburduk. Çünkü kurallar bizi o yöne götürüyor” şeklinde konuştu.
“Bazen bazılarının yaşı yok, Melo da onlardan biri”
“Bir Felipe Melo arıyor musunuz?” sorusuna ise Fatih Terim, “Felipe Melo özel bir oyuncu ve karakterdi. Sahanın içindeki eylemleri, futbolunu bir kenara bırakacak olursak; ailesi, dini inancı ve futboldan başka hiçbir tercihi olmayan bir adamdı. Burada çok mutlu oldu. Bazen konuşuyoruz, ‘Hazırım’ diyor (Gülerek). Hep hazır. 38 yaşında. Bazen bazılarının yaşı yok. Melo da onlardan biri esasında. Hiçbir şey belli olmaz. ‘Hoca hazırım’ diyor. O dönemki tartışmaları da doğru yönettiğimiz düşünüyorum. Kadro dışı bırakıp sonra tekrar alarak, tuzaklara gelmeyerek. Müthiş hizmet etti. Çok iyi bir futbolcu ve iyi bir Galatasaraylı. Bizde oynayan oyuncuların bizi dışarıda elçi gibi temsil etmesi önemli Başkanla da konuştuk, ‘Acaba oyuncularımıza bu tür onursal kart gibi bir şey atfedebilir miyiz’ diye. Dışarıda söyledikleri çok kıymetli. ‘Alo Melo gel’ de diyebiliriz. Bir uçakla burada olur” diye konuştu.
“Belhanda ile benim memlekete gidiyorsun diye şakalaştık”
Younes Belhanda’nın Adana Demirspor’a gitmesiyle ilgili olarak Terim, “Belhanda şampiyonluklarda bize hizmet etmiş, sevdiğim bir insan ve iyi futbolcu. Demirspor’a gittikten sonra konuştuk. Başarılar diledim. Ayrılıkla ve birleşmeler doğal olmalı. O da profesyonel davranmıştı. Adana Demirspor’da başarılı olacağını düşünüyorum. Benim memlekete gidiyorsun diye şakalaştık” dedi.
Yardımcıları konusu
Yardımcı antrenörleri konusundaki eleştirilere cevap veren deneyimli teknik adam, “Benim anlamadığım bir şey var. Benimle futbol konuşmayan bir Allah’ın kulu var mı? Burada hepinizle tartışıyorum. Herkesten fikir alıyorum. Yardımcılarımla konuşmayacak mıyım? Her kötü sonucu zaten bana yazıyorsunuz, yardımcılarımdan ne istiyorsunuz? Futbolun içinden gelmiş, şahsiyetli insanlar. Galatasaray’a hizmet etmiş, kendini bu yola adamış oyuncuları seçiyorum. Bu insanlar fikir bazında benimle her konuyu aslan gibi tartışırlar. Kötü sonuçta muhatabınız benim zaten Onlar değil ki. Kulüpte benimle konuşmayanı ben sevmem. Ben bu hakkı herkese veririm. Bunların hepsini biz, kozmik odamız dahil her yerde yaparız. Levent Hoca’ya, Hasan Hoca’ya söylediniz. Bu çocuklar yeri geldi bize maç kazandırdılar. Söyledikleri oyuncu değişiklikleriyle. Yeri geldi, ilk 11’e bu oyuncu daha faydalı olur diye büyük katkı sağladılar Antrenmanda taktik anlayışı bildikleri için daha iyi anlattılar. Çok önemli işler yaptılar; ama bizde meşhurdur. Bunlar konuşulacak son konular. Şimdi buraya, sabah Selçuk Hoca ve Necati Hoca ile bir oyuncu seyredip geldim. Kendilerini ifade ettiler. Etmezlerse orada olmayacaklarını bilirler. Konuşmayan teknik heyet olur mu? Ümit Davala, “ben iki üniversite bitirmiş gibiyim, kendi ayaklarımın üzerinde durayım” dedi. Ben de destek olacağımı söyledim. Ümit ve Hasan bize söyledikleriyle çok maç kazandırdı. Albert buraya iki aylık staja geldi. Onun iki ayını ben uzattım. ‘Ben geldim, Fatih Terim Üniversitesi’nde okumak istiyorum’ dedi. Onların yerine her an, başka birisi ya da ikisi gelebilir. Bu çocuklara ben okey verdim. İzin istediler. Levent gibi düzgün karakterli ve çalışkan birisi Her zaman bizim etrafımızdalar. Hasan Hoca, Ümit Hoca, Albert Hoca, Bülent Hoca, Müfit Hoca, Eser Hoca. Şahsiyetli, bilgili, bize her şeyi konuşan, bize söyleyen insanlar” ifadelerini kullandı.
Koşu mesafeleri konusunda gelen soruya ise Terim, “Koşu mesafelerinin sezon başladıktan sonra belli bir ağırlığı var. ‘Şu rakamda olursak iyi olur’ diye. Biz de bu veriler alındığı andan itibaren aşağıya, soyunma odasına asılır. Ne kadar sprint atmış, ne kadar yürümüş hepsi var. İş fikri ile koşulan mesafe bazen orantılı olmayabilir. 115 km koşarsınız, mağlup olursunuz. 98 km koşarsınız kazanırsın. Bunun bir karşılığı bazen olmayabilir. Veri önemlidir. Fiziki, teknik, taktik, genel veri.. Psikolojik mental veriler Bu tür performans oyunlarında bazen değişik numaralarla karşılaşabilirsiniz. Bir oyuncunun çok koşmadığını düşünelim. Üç pas verip maçı değiştirebilir ama değerleri kadar koşmaz. Bazı oyuncular kadar kendisini zorlaması, kendisini oyunda daha yüksek tutmak adına fazla rakamlar isteriz. Avrupa’da orta sahalar artık 12 km ve 13 km ortalamayı buldu. Bu istatistiği iyi okumak gerekir. Ne hiçbir şeydir ne her şeydir. Kullanılması gereken bir veridir ama sizi başka yerlere çekebilir. Burada önemli olan oyuncu yapısı ve anlayışımız. Geçen senenin en çok pas yapan takımlarında biriyiz. Bu oyuncularla ilgili. Birkaç tane fiziki yapısı yüksek oyuncu koyarsanız bu ortalama yükselir” değerlendirmesinde bulundu.
Milli futbolcu Kaan Ayhan’ı iki sene istediklerini belirten Fatih Terim, “Geçen sene 2 milyon Euro’ya ya alabilirdik, alamadık” dedi.
“Omar, ‘Galatasaray bana o kadar şey yaptık ki, bir şekilde karşılığını vermek istiyorum’ diyor”
Yılbaşında bir kazada gözünden yaralanan Norveçli futbolcu Omar Elabdellaoui’nin son durumunun sorulması üzerine sarı-kırmızılıların teknik adamı, “Omar’la antrenmanlarda birlikte oluyoruz. Çok mutlu olduğunu biliyoruz. Çok duygulanıyorum. Allah beterinden saklasın. Akla gelir mi? Yılbaşı akşamı gece 11, birden hastaneye fırladık. Omar devam etse bizde belki farklı neticeler alabilirdik. İyileşeceğini düşünüyorum. Çok çalışıyor. İki ameliyat geçirdi. ABD’deki doktor çok iyi dönüşler sağlamış. Yeter ki eski haline gelsin. Oynamasa da olur. Bir arkadaşımızın, Yuto’nun ciğeri söndü. Belhanda’nın çenesi kırıldı. Andone dönemedi. Muslera’nın, Emre Akbaba’nın ayağı kırıldı. Onyekuru ölümcül hastalık yaşadı. Bunlar kolay şeyler değil. Bazen Onyekuru, Morutan ve o ayarda üç oyuncunuz olsa fark etmez. Bunların hiçbirini bahane etmedik. Babel, Covid dönemindeki bel ağrılarına bağlı olarak bir anda 12 kilo verdi. Beş kişi covidli döndü milli takımdan. Ümit ederim, Omar sağlığına kavuşur. Nasıl çalışıyor size anlatamam. Ben de olması için teşvik ediyorum. Böyle devam etmesini istiyorum. İnşallah beraberce başaracağız. Galatasaray Spor Kulübü bana o kadar şey yaptık ki o da, ‘Bir şekilde karşılığını vermek istiyorum’ diyor. Artık iş paradan puldan başka şeylere döndü, duygu, aidiyet” şeklinde cevap verdi.
“Okan’ı Muslera sonrasına hazırlıyoruz”
Okan Kocuk’un Giresunspor’a kiralık olarak gitmesini değerlendiren Fatih Terim, “Aslan gibi geçen sene Galatasaray’da oynayıp nasıl gereğini yaptılarsa, namuslu şerefli insanlar, Okan da çıkıp en iyi şekilde oynayacaktır. Bunun konusu edilemez. Biz de Okan’ı Muslera sonrasına hazırlıyoruz. Oynaması için kiralık olarak verdik. İnşallah çok başarılı olacak. Böyle bir projemiz var” ifadelerini kullandı.
“Milli takım arasında da olabilir, ocak ayında da olabilir”
Tema Vakfı’na bağış için düzenlenecek olan yardım maçına değinen Terim, “Görünen tarafımda biliniyor, görünmeyen tarafında pek bilinmiyor. Onu da gizli tutmayı seviyorum. Tarihin en büyük bağışlarından birini Çocuk Esirgeme Kurumu’na yapılmış ve teşekkür edilmemiş biri olarak yapıyorum. Ersun Hoca’yı aradım. ‘Hocam kafamda böyle bir şey var, herkes bir şey yapıyor biz de değişik bir şey düşünelim’ dedim. ‘Ne diyorsanız başkanlarımıza danışalım’ dedi hoca. Ortak bir açıklama yapmayı düşündük. Öyle gelişti. Milli takım arasında da olabilir, ocak ayında da olabilir. Yapıp bağışlayacağız. Evimdeki bahçem benim için motivasyon, kendimi dinleme kaynağıdır. Burada da öyle. Florya’daki arka bahçede 1996’da ekilen, şimdi koca koca olan ağaçlar var burada. Benim futbol oynadığım zamanda ekilenler var. Florya’da hepsini de tanırım, bilirim” ifadelerini kullandı.
Avrupa’da Fenerbahçe ile eşleşme ihtimali konusu
UEFA Avrupa Ligi statüsünün değişmesinden dolayı play-offlara yükselmesi durumunda olası bir Fenerbahçe eşleşmesinin sorulması üzerine deneyimli teknik adam, “Eşleşebiliriz. Bu kural var. Avrupa’da kura çekerken şu çıksın diyorsunuz, size en büyük zararı o verebiliyor. Onun için kurada çıkarsa hayırlısı demekten başka bir şey yok. Normalde aynı ülkenin iki takımı birbiriyle eşleşmiyor. Ama bu sezon böyle bir durum gelişti, bakalım” dedi.
Önyargılı değil, pozitif bir adam olduğunu vurgulayan Terim, “Söyleyeceklerimden çekinmem. Yeni sezona başlarken her şeyin çok daha güzel olduğuna inanıyorum. Yermesini bildiğim gibi kişiler ve kurumları övmesini de bilirim. Buna hazırım. Kişilerle ilgili hiçbir düşüncemiz yok .Sezon öncesi hiçbir şeye önyargıyla başlatmıyorum. Umarım eşit adaletli, herkesin mutlu olduğu bir yıl olur” diyerek sözlerini tamamladı.